22 Kasım 2010 Pazartesi

2010-Kurban Bayramı

15.ayımdayken icra ettiğim ikinci kurban bayramım; 2010 kasım ayı fotolarım:




22 Eylül 2010 Çarşamba

26 Ağustos 2010 Perşembe

1 yaşındayım!

Dünya döndü dolaştı, aynı noktaya geldi. Çığlıklarımı ilk kez duyurduğum an... Ciğerlerimi oksijeninizle doldurduğum gün. 1 yaşındayım. İyi ki doğdum.

24 Ağustos 2010 Salı

tatil

Daha şimdiden alışıyorum tatil köylerinin refahına; sonrası ne olur bilemem; yıldızlar yetmez bana...




2 Ağustos 2010 Pazartesi

dayı#2

Yaylada, dayımla; papazın bahçesi denen yerde:

25 Temmuz 2010 Pazar

koltuk ve kucak

yeni karargahım:


daimi karargahım:

yayla


örümcek olayına bayılıyorum; fırr oraya fırr buraya...


annem arkama saklanmış; çocuk işte...


alın size dişler!

9 Mayıs 2010 Pazar

çayır çimen

23 nisan'da yayladaydık. Dağ tepe dümdüz ettim, papatyaların içine saldım kendimi.

8 Nisan 2010 Perşembe

açık hava

Havalar güzelleşti, şöyle biraz dışarı çıkıp güneşlendik. Babam balık tuttu ben de annemle derleştim. Piknik deniyormuş sanırım, yeni bir kelime daha öğrendim. Henüz tadına bakamadığım şeylerden yediler ama benim favorim pide ekmek. Hele ki pidenin kenarını yemeye bayılıyorum yahu!





Benim pusetten babam böyle görünüyordu:

7 Nisan 2010 Çarşamba

dilimin ucuna gelen kelimeler

iki gündür annem yoktu. anneannem gitti, babaannem geldi. yine deannemi özlüyorum. bu gece gelecek diye bekliyorum. parmağımı emiyorum o yokken. babamla idare ediyorum.

arasıra dilimin ucuna kadar geliyor kelimeler. hece hece sesler, tamamlanmıyor bir türlü. son kısımda son çıkıyor hep. ben iyi kötü birşeyler söylüyorum ama galiba onlar anlamıyor. kafamdakileri onlara aktaramıyorum. ben ses çıkardıkça onlar gülüp eğleniyor halbuki ciddi şeylerden bahsediyorum. henüz onların anladığı dilden konuşamıyorum sanırım. ama az kaldı...

8. ayıma girdim bu arada.

24 Mart 2010 Çarşamba

eski günler

Burada biraz daha küçüğüm, kasım sonları, 4.ayım başlıyor. Kış günşine karşı uyumak üzereyim.


23 Mart 2010 Salı

Anneannem

Anneannem, Dudu. Tarsus'tayız, alttaki fotoyla aynı gün. Sarı da pek yakışmış bana, şimdi fark ettim. Dudu nenem, annem işteyken Adana'ya gelip bana bakıyor birkaç aydır. Yalnız gözüm nereye takılmış bilmem, uzaklara gitmişim sanki, nerede o plesantalı günler...

Yunus Dedem

Dedem, annemin babası. Yunus Yıldırım. İlk torunuyum onun. İlk olduğumdan herhalde beni öpmeye bayılıyor ama bıyıkları batıyor hep, çaktırmamaya çalışsam da canımı acıtıyor. İdare ediyoruz işte... Tarsus'taki evlerindeyiz.

Annem ve Dayım

Annem, Munise Taşkın Yıldırım ve dayım. Adana'daki evimizin balkonundayız. Anneciğim, sigortacı. Benim de sigortam. Beni sabırla taşıdı karnında, inşallah pek zorlamamışımdır onu.

Babam

Babam, Şenol Taşkın. Öğretmen. Ben büyüyene kadar müdür olur belki ya da olmasın ben onun öğrencisi olayım. Benle oynamayı çok seviyor. Farklı numaralarla beni güldürmeye bayılıyor. Ben de onu güldürmeye çalışıyorum yeni yeni öğrendiğim hareketlerle. Burası Adana'daki evimiz. Doğduktan sonra buraya geldim.



İşte ben!

Nerden başlasam bilemiyorum. Henüz yeni alışıyorum sizlere. En iyisi sondan başlamak, bu aralar şuna benziyorum, aranızdaki 7.ayım: